Mistik bir yolculuk..
Olympos Antik Kenti tarihin izlerinin denizle buluştuğu, içerisinde yürürken zamanda yolculuk yaptığınızı hissettiğiniz bir yer.
Tamamı arkeolojik ve doğal sit alanı olarak koruma altında olan Olympos, denize açılan ve ortasından Akçay nehrinin aktığı bir vadi içinde kurulu.
M.Ö. 2000 yıllarında ilk defa Likyalıların yerleştiği Olympos, M.Ö. 80 yılında Zenniketes isimli Kilikyalı bir korsanın komutasındaki korsanların eline geçmiş ve M.S. 78 yılında Romalılar tarafından alınmıştır.
Kuzey Nekropol, Olympos Çayı ile ikiye bölünen kentin kuzeybatısında yer alır. Bu bölgede yaklaşık 113 mezar tespit edilmiştir.
Lykiarkh Arkhepolis’inin aile mezarının yakınında yer alan bu lahdi Antimakhos; kendisi, iki eşi, çocukları ve torunları için yaptırmıştır. Gizli Cennet by Mine Yapıcılar & Ünal Çınar
Oda mezarlardan sonra kuzey yönünde uzanan, yaklaşık 12 m. genişliğe ulaşan Liman Caddesi, olasılıkla M.S. 2.yy da inşa edilmiş. Olympos Çayına paralel uzanan taş döşeli bu yolun kuzey kenarında caddeye kapalı, yüksek duvarlarla çevrili çeşitli yapı komplekslerinin yer aldığı Orta Çağ’a tarihlenen kentsel alan uzanıyor.
Güney kentte köprü ayağının bulunduğu yerde karşımıza çıkan ve Akçay’ın denize ulaştığı yere kadar devam eden liman duvarları bulunuyor. Liman Yapıları kentin ilk kuruluşunda ulaşımın şehrin içlerine dek iletilmesini sağlamak amacıyla nehrin her iki kıyısına rıhtım şeklinde inşa edilmiş.